26 Mart 2011 Cumartesi

Çocuklarımızın Geleceği İçin Hep Birlikte

Selam,

Bugün biz de Kapbula olarak katılmak istiyoruz. Maalesef AVM'ler gecenin bir kör vaktine kadar açık olduğu için ve her yer ışıl ışıl olduğu için biz ancak kısabiliyoruz ama illa ki kapatacağız zifiri karanlık yapamayız belki ama en azından iki tarafı kapatsak belki dikkat çeker. Gezegenimiz için çocuklarımızın geleceği için hepinizi 20:30-21:30 saatleri arası karanlığa davet ediyorum.

Sağlıkla kalın

19 Mart 2011 Cumartesi

Arbadirillooo

Içerden gelen sesler bu tip bağırışlar ve kahkahalar. Allah'ım sana şükürler olsun diyorum oğlu ile o kadar iyi anlaşan bir kocam var ki. Bazen ikisi de mi çocuk yoksa birisi baba mı ayırt edemiyorum ama ikisi de çok mutlulular. Allah bozmasın. Peki içimi kemiren meraka ne dersiniz? Acaba oğlunu mutlu ederken kendini kaybeden aşık olduğum adam ikinci oğlu gelince onu da mutlu etmek için biraz daha benimle olan vaktinden çalmayacak mı? Sanıyorum onlara eğlence yolları bana fedakarlık gözüktü.

Ikincisinin gelmesine 3 hafta gibi bir süre kaldı. Abi ile baba karar verdiler adı Kerem olacak. Aslında hikayeyi biraz daha önceden anlatmak lazım. Ali Paşa dedi ki kardeşimin adı Toprak olsun. Benim de çok hoşuma giti. Haha çevreci bir anne için oldukça da anlamlı atladım ismin üstüne. Ama maalesef babamıza beğendiremedik. Ne o öyle taş toprak evde çevreciliğin yeter bir de çoocuğun adını Toprak koymayalım dedi. Ali Kaan ve ben ne kadar ısrar etsek de bir türlü ikna edemedik. Meğer bu arada aşkım inceden inceye abinin üzerinde çalışmalar yapıyormuş. Birgün birden Ali demez mi anne kardeşimin adını Kerem koyalım hem babacık da daha mutlu olacak diye. Şaştım kaldım kısa bir sürede inanılmaz bir ikna kabiliyeti ile isme Kerem olarak karar verilmişti. Benim de toprağı çevreyi korumaya yönelik çabalarımın bir simgesi olacağını düşündüğüm bu küçük kuzunun adı benim dışarda bırakıldığım erkek konseyi tarafından çoktan belirlenmişti. Ne yalan söyleyeyim Kerem ismini de çok beğendim. Kereeeeem oğlum fazla uzaklaşma. Evet arkasından seslenirken de fena bir phonetik çıkmıyor. Şimdi benim Ali Paşanın yaptığı kitaba yazılarını yazmam lazım. O sebeple ayrılıyorum aranızdan.
Sevgiyle kalın

6 Şubat 2011 Pazar

Body Worlds

Selam,

Geçen hafta sevdiğim bir arkadaşım şehir fırsatlarında Body Worlds'e bilet var gider miyiz alayım mı diye sorduğunda aslında biraz tereddüt etmiştim. Aslında görülmeye değer bir sergi gibi geliyordu ama bir türlü cesaret edememiştim. O sorunca içimden evet demek geçti ve tamam al dedim. Pazar sabah kahvaltıya çağırdılar. Oldukça keyifli bir kahvaltı ettikten sonra saat 12.30 gibi yola çıktık. Bizim paşa şubat tatili münasebetiye Ankara'da anneannecik ve dedecikle inanılmaz eğlendiği ve aktiviteden aktiviteye koştuğu için yanımızda değildi arkadaşımın bizim paşa ile aynı yaştaki oğlu ve neredeyse 10 aylık olan kızını babalarla bırakıp çıktık yola. Başlangıçta yaşam döngüsü anne karnında 3-4 haftalık embriyodan 33 haftalık bebeğe kadar çeşitli ebatlarda bebek vardı. Bir kısmına bakmak beni biraz zorladı ama merakıma yenik düştüm ve kıyısından baktım bir kaçına. Özellikle de bakarken gerçek olmadıklarına inandırdım kendimi ve bu şekilde sanırım bakmak kolaylaştı. Fakat bebeklerin olduğu bölümün girişindeki uyarı yazısı da biraz sinirinizi bozuyor. Bakamamam gerek dedirtiyor insana. Eğer bakamayacağınızı düşünüyorsanız sağdan ilerleyebilirsiniz gibi bir uyarı. Tam kelime kelime hatırlamıyorum ama sanırım böyle birşeydi. Sonrasında da gördüklerimiz bizi oldukça etkiledi. Aslında organik gıda,organik tekstil,organik kozmetik ve ekolojik temizlik malzemeleri kullanılması konusunda takıntıları olan bir kadın için inandığınız şeylere sıkı sıkıya sarılmanıza sebep oluyor. Sağlıklı ve sağlıksız bedenler, iç organlar, sigara içen insanın ciğer ile içmeyenin ciğerinin karşılaştırması falan derken insan kendini sorgular buluyor. Serginin çıkışında ise hayatı, yaşam biçiminizi, yediklerinizi, yaptıklarınızı bir defa daha sorgulattırıyor sergi. Aslında oldukça eğitici bir sergi olmuş. Bazı bölümler rahatsız edici gibi geldi ama oldukça enteresan çalışmalar. Yapanların ve sergilenmesine aracılık edenlerin ellerine sağlık. Çıkış bölümündeki birkaç özlü söz de oldukça dikkat çekiciydi. Netice itibarıyle görmek isteyenlere kaçırmayın derim. Sevgili arkadaşım vesile olduğun için sana da teşekkür ederim.

Sağlıklı ve güzel günler dilerim,

9 Ocak 2011 Pazar

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı'na Teşekkürler

Merhabalar,

Ben her zamanki gibi bir arazi oluyorum bir ortaya çıkıyorum:-) Sanıyorum kaldırabileceğimden daha fazla işe kalkışıyorum ama elimde değil. Blog yazmak da neyime aslında. Ama paylaşmak da istiyorum bir taraftan. Bu ara başımdaki işleri tek tek sıralasam bir A4 sayfası dolar taşar sanırım. Bunlardan en keyif aldığım kısmı çocuklar için birşeyler yaptığımız işler. Aslında daha önce hikayemi anlatmışımdır. Bu işe başlamamın en önemli sebebi de buydu. Gelecekte çocuklara nasıl bir dünya kalacak. Bugün yedikleri içtikleri kadar giydiklerinin de ya da kıyafetlerinin yıkandığı sabunlar bile önemli diye her fırsatta anlatıyorum. Enteresan, anneler kendilerine o kadar dikkat etmiyorlar ama çocukları için titizlenen bilinçli bir anne grubu var. Onların sayısının çoğalması lazım. Neyse nerden nereye konudan konuya atlamakta üstüme yok.

Aralık ayı boyunca Kapbula ürünlerinden yapılan alışverişin %20'sini Kanserli Çocuklar Vakfı aracılığı ile kanser tedavisi gören bebek ve çocuklara hediye olarak vereceğimizi duyurmuştuk. Mağazalarımıza gelen müşterilerimizden bir de çocuklar için yılbaşı kartı yazmalarını istedik. Bir kısım müşterimiz ne yazacağını bilemediği için not yazmak istemedi ama çoğu çok güzel dileklerde bulundular ve kartları yazdılar. Biz de kartlar ile birlikte mağazada satılmakta olan organik tekstil ürünlerimizden toplam 75 çocuğa organik hediyelerini paketledik bir kısmını kendi ellerimizle götürdük. Bu noktada Kanserli Çocuklara Umut Vakfı'nda çalışan tüm gönüllülere, hemşirelere ve doktorlara ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Büyük özveriler ile çocuklar için çalışıyorlar. Çocukların gözlerindeki sevinç ve ıstırap karışımı ise yürekleri parçalamaya yeter de artar. Bir anne olarak gülümsemeye devam etmek çok zor.

Daha önceleri de annelere anlatmaya çalıştığım konu burada ortaya çıkıyor sanki. Insan hayatında belirli bir kimyasala örneğin 100 birim kimyasala maruz kalacak. Bu kimyasalların size, bebeğinize, çevrenize zararlı olduğunu, hatta kanser yapabileceğini, bir kısmının etkilerinin bilinmediğini söylüyorlar. Bu kimyasalların bir kısmı kontrol edebileceğiniz girdilerden, bir kısmı ise kontrolünüz dışında girdilerden. Şimdi sormak istiyorum kontrol edebildiğiniz girdilerden olanları hiçe saymak ve aynı şekilde kullanmaya devam etmek ister misiniz? Vakıftakiler ile kısa bir sohbet etme fırsatım oldu. Her yıl kanser tedavisi için başvuran çocukların sayısı artıyor. Yaşları da 1 ila 17 arasında. Bu sene gittiğimizde 23 yaşında iki genç de oradaydı onların hastalıkları nüksetmiş. Çocuklukta onları tedavi eden doktorlarının kontrolünde olmaları için onları da aynı servise yatırmışlar.

Dostça bir tavsiye hayatınızdaki kimyasalları en azından kontrol edebildikllerinizi biraz olsun azaltın. Özellikle gereksiz birçok şeye yapılan harcamalardan biraz kısıp organik giyecek, organik yiyecek, organik içerikli kozmetik, organik içerikli temizlik malzemelrinden satın almak için bir bütçe hazırlayın derim. Biz tedbiri elden bırakmayalım. Ne zaman kimin başına ne geleceği belli olmaz.

Sağlıklı ve güzel günler dilerim,
Tuba